Psikolojik danışman ve yazar Aslı Solak, katıldığı programda iletişim, öz-şefkat ve kendini affetme üzerine dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Solak, lise döneminde okuduğu Zor Kişiliklerle Yaşamak adlı kitabın hayatındaki dönüm noktalarından biri olduğunu söyleyerek, iletişimin yaşamın merkezinde yer aldığını ve insanların birbirlerini anlamaya yönelik çabalarının ilişkilerin kalitesini belirlediğini vurguladı. İyi bir dinleyici olmanın ve empati kurmanın sağlıklı iletişimin temel taşları olduğunu belirten Solak, bireylerin karşısındaki kişiyi tanımadan kurduğu ilişkilere sağlıklı bir yön veremeyeceğini ifade etti.
Çevrenin duygu ve davranışlar üzerindeki güçlü etkisine de dikkat çeken Solak, toksik ortamlarda bulunan kişilerin farkında olmadan kaygı, stres ve huzursuzluk yaşadığını, bu nedenle bireylerin gerektiğinde bu çevrelerden uzaklaşmaktan çekinmemesi gerektiğini söyledi. Solak’a göre ruh sağlığının temelinde, hem kendine hem de başkalarına karşı gösterilen anlayış ve sabır bulunuyor.
Kendini affetme konusuna özel bir vurgu yapan Solak, birçok kişinin geçmiş hataları nedeniyle kendini cezalandırdığını, bunun ise uzun vadede suçluluk duygusu, anksiyete ve özgüven problemlerine yol açtığını dile getirdi. Öz-şefkat pratiğinin psikolojik dayanıklılığı artırdığını belirten Solak, bireyin kendini affetmesinin iyileşme yolculuğunun en kritik adımlarından biri olduğunu söyledi.
Olumsuz duyguları bastırmanın sağlıksız sonuçlara neden olabileceğini belirten Solak, duyguların kabul edilmesinin, onların zihni ve bedeni yönetmesini engellediğini ifade etti. Bir danışan örneği üzerinden çocukluk travmalarının yetişkinlikte ortaya çıkarabileceği davranış bozukluklarını anlatan Solak, kişinin kendi geçmişiyle yüzleşmesi ve bu döngüyü farkındalıkla kırmasının önemine dikkat çekti.
Ruh sağlığı alanındaki uzmanların kendilerini sürekli geliştirmesi gerektiğini söyleyen Solak, günümüz dünyasında çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin ihtiyaçlarının hızla değiştiğini, bu nedenle psikolojik danışmanlıkta güncel yöntemlerin takip edilmesinin zorunlu olduğunu belirtti. Konuşmasını “Yağmurda yürüyorsun ama yağmur değilsin” sözüyle sonlandıran Solak, bireylerin duygularını sahiplenirken onlara teslim olmaması gerektiğini hatırlattı.
